“SENİNLE BİZ ve BU ŞEHİR”
Seninle biz bu şehri,
Uçsuz bucaksız bir gülistana çevirebilirdik…
Vapurlarında Zeki Müren plakları çalabilir,
Önümüze çıkan herkesin çantasına,
Günaydın notuna sarılı çikolatalar bırakabilirdik!
Devrimin aydınlığına çıkan sokaklarında bir küçük ayak izi,
Yahut yorgun bir yoldaşımızın tok sesli merhabası olabilirdik.

Seninle biz bu şehri;
Kıran kırana bir kavganın ardından,
Sarmaş dolaş bir dost meclisine çevirebilirdik…
Belediye otobüslerinin pencerelerine ışıldaklar,
Koltuklarına rengarenk yastıklar koyabilir,
Yürüyen merdivenlerine gülümseyen çiçekler dikebilirdik.
***
Seninle biz bu şehirde;
Umudunu yitirmişleri tıklım tıklım bir sevgiyle doyurabilir,
Sokakların karanlık koyusu kederini,
Apansız bir kucaklaşma samimiyeti ile değiştirebilirdik!
***
Seninle biz bu şehirde;
Hiç olmazsa elele martılara sataşabilir,
Belki bir sabah simidini sıcak çayını bölüşebilirdik…
Ayaklarımıza dolanan sokak kedisinin kirli tüylerini okşayabilir,
Kim bilir yedi tepenin en azından birinden haykırabilirdik.
İnsanlığa sustuklarımızı…
***
Ve kimbilir daha neler neler?
***
Kedi, şehir, ben ve gülistandaki yerin…
Hazırdı az önce demlediğim çay dahil her şey.
Lakin sen bu şehre hiç gelmedin!
Ergin BOZKURT
Görsel: Henri Cartier-Bresson
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)